Herkes Deliyse, Kimse Deli Değildir

“Sevgili günlüğüm…”

Anonim bir öykü müdür bilmiyorum. Bir filmde izlemiştim, ayrıca Paulo Coelho’nun “Veronika Ölmek İstiyor” romanında da geçer. Coelho, doğu kültürüne olasıdır ki Arap diyasporası üzerinden tanıştır. Değil miki doğu ile ilintilenmiştir, hikaye aşırmakta beis görmez! Simyacı adlı romanında, rüyasında bir define yeri gören adamın hikayesini, Mesnevide tıpatıp okumuştum.  Biz asıl hikayeye geri dönelim. 

Varlığını kötülüğe adamış bir cadı, rüya gibi bir ülkeyi mahvetmek istemiş ve ülkedeki tek su kuyusuna zehir katmıştır. Kuyudan içen halk ölmemiş fakat, delirmiştir. Ülkenin bilge kralı ve vezir, sudan içmemiş olmalılar ki, kalabalık halk kitleleri tarafından “deli” olarak yaftalanırlar. Kral vezirine danışır ve şu kararda uzlaşırlar : “biz de kuyudan su içelim.”

Eee?

“ Eee?” si şu : 

  • Herkes deliyse, kimse deli değildir. Kollektif delilik yoktur..
  • Sorgularınız sert, sorunlarınız çözümsüz ise  delirmek iyi bir tercih, cezadan yırtmak için  “deli numarası” yapmak  kötü bir fikirdir; bilginize….